Ana Sayfa / Mehmet Pamak / Şiir / Suçumu Seviyorum -I- (Kendi Sesinden Şiir)

Suçumu Seviyorum -I- (Kendi Sesinden Şiir)

Zalimler “suç” saydılar, İslamî yolumuzu
İslam şerefimiz, seviyoruz “suç”umuzu

Bismillâhirrahmânirrahîm

Birinci 28 Şubat darbe ve zulüm sürecinde, 1999 yılında yazdığım “Suçumu Seviyorum” başlıklı şiirimi, son 5 yıldır yaşanmakta olan ikinci 28 Şubat baskı ve zulüm sürecindeki güncelliği sebebiyle 2021 yılının Şubat ayında sizlere okuyorum.

Bu şiirimi tüm Müslümanlara ve mazlumlara ithaf ediyorum.

  1. Birinci 28 Şubat darbe sürecinde mücadele edip bedel ödeyen bütün mazlumların ve Müslüman kardeşlerimin,
  2. Darbecilerin brifingi ile yönlendirilen ideolojik mahkemelerde haksız yere mahkûm edilen ve sonra yeniden yargılanma hakkı bile tanınmadığı için hâlâ zindanlarda çile dolduran mü’min kardeşlerimin,
  3. Birinci 28 Şubat zalimleri olan “Ergenekoncu ulusalcı Kemalistler” ile “Türkçü Kemalistler”e yeniden iş başı yaptırılmasıyla başlatılmış “İkinci 28 Şubat süreci” olan son beş yıldır aynı ideolojik mahkemelerde verilen keyfi cezalarla zindanlara atılan, haksız, mesnetsiz ve iftiraya dayalı ideolojik bir tutumla yıllarca tutukluluk hali sürdürülerek zulmedilen Müslüman kardeşlerimin,
  4. “Yeni Türkiye” adı verilen dönemin özellikle son beş yılında sürekli hale getirilen gece yarısı ev baskınlarıyla, dernek ve vakıflara yönelik terör örgütü merkezine yapılır gibi gerçekleştirilen zalimce baskınlarla, hatta Cuma namazı kılınan mescidlerine yapılan baskınlarla mağdur edilen kardeşlerimin zalime karşı Hakk’ı haykıran sesi olmak için bu şiirimi okuyorum.
  5. Günler, haftalar, aylar ve hatta yıllarca gözaltında ya da zindanda tutulup bir suç bulunamamasına rağmen ısrarla sürdürülen baskı, takip ve sorgulamalarla sindirilmek istenen ve haksız yere tutuklanıp serbest bırakıldıkları halde özür bile dilenmeyen mazlumların,
  6. Üstelik yeni çıkarılan “Kitle İmha Silahlarının Yayılması ve Finansmanının Önlenmesine İlişkin Kanun” gibi son derece alakasız bir kanuna eklenen maddelerle sivil toplumu sindirmek, İslamî tebliğ ve eğitim çalışmalarını baltalamak, dernek ve vakıf adı altındaki çalışmaları, “mazlumlara yaptıkları yardımlar” üzerinden bile kolayca terörle ilişkilendirip kapatmak, kayyum atamak gibi ilave zulümlerin önünü ardına kadar açan bir yasa çıkarılarak, tamamen yok edilip tasfiye edilmek istenenlerin,
  7. “Yeni 28 Şubat” sürecinde son beş yıldır sürdürülen, Suriye mazlum halkına yardım çalışmasını bile teröristlikle suçlayacak, “Atatürk ilah değildir” diyeni tutuklayacak, “Kur’an ayetlerini paylaşan astsubayı ordudan ihraç edecek” kadar açık İslam düşmanı uygulamalardan mağdur olan bütün Müslüman kardeşlerimin zalime karşı Hakk’ı haykıran sesi olmak inancıyla,
  8. ve bu zulüm rejiminin adaletsizlikleri sonucu hakları ihlal edilip zulmedilen tüm mazlumların da zulme karşı itiraz eden çığlığı olmak için bu şiirimi okuyorum.

 

Darbeyle, Cumhuriyet Adı Altında
Batıcı Laik Ulus Devlet Kuruldu

 
Halka rağmen laik düzen kurdu, birkaç Batıcı “ittihatçı”
Hileyle kültürel işgale yöneldi, Batılı üçkâğıtçı
 
Hakim oldu, ulusçu, Kemalist, laik, seküler teoloji
Taklitle Batıdan ithal edildi, bu resmi ideoloji
 
Müslim bir halka dayatılan devlet, laik ulus devletti
Tepeden dayatan ise, Batıcı jakoben bir elitti
 
Halklar hiç kâle alınmadı, kısmetine düşen zilletti
“Halka hizmet” yerine, ondan istenen hep “kör itaat”ti
 
Pozitivizmin ilkelerini, put yaptılar devlete
Çok “Kelleler kopardılar”, benimsetmek için “millete”
 
Başkası bile olamadı, Batıyı taklit halkı boğdu
Kökünden koparılınca, niteliksiz bir ucube doğdu
 
“Kanun devleti” kurup, dediler “hukuk devleti”
Kanuna da uymayınca, geldi zulmün zilleti
 
“Demokratik hukuk devleti”yle, aldattılar “milleti”
Haksızlık ve keyfilik üretti, bu despotluk illeti
 
Benimsenen fikir ki; “devlet-i ebed müddet”ti
Her şeye sahip ve malik, “ilah devlet” demekti
 
“İnsanı yaşat ki devlet yaşasın” derken de devlet kutsanır
“İnsanı yaşatmak” bile, “devlet yaşasın” diye arzulanır
 
Kulluk istendi “Kutsal Devlet”e, birey ile toplumdan
Haklar ve özgürlükler, ona kurban edildi her zaman
 
Tevhid inancında ise, devlet insana hizmetkârdı
Kur’an’la hükmeden devlet, temel haklara hürmetkârdı
 
Kemalist devlette aksi yaşandı, hak devlete feda oldu
Laik, ırkçı baskı ve yasaklarla, mazlum halklar heba oldu
 
Üstelik, laiklik, Kemalizm çoğunda, bir kalkan ve imajdı
Yolsuzluk ve zulümleri örten, ahlâk dışı bir kamuflajdı
 
Soyguncular ve zalimler, hep bu maskeyle aklandı
Bu örtüyle, sistemdeki pislikler kolay saklandı
 
Ülkeye hâkim, derin devlet-mafya-sermaye ittifakı
Toplumu çürüttü, soyguncu, ırkçı Kemalizm’in nifakı
 
Darbe, çete, mafya kullanıldı, halkı sindirmek için
Seküler bir dönüşümü, zorla kabul ettirmek için
 
“Halka rağmen halk için”di, zalimlerin meşhur sloganı
Amaç, bâtılla kuşatıp yok etmekti, İslamî olanı
 

İdeolojik Zulüm

“İstiklâl mahkemeleri”nde, çok âlimleri katlettiler
İslami eğitimi yok edip, fıtratları kirlettiler
 
Geçmişi silmek için yaptılar, “harf inkılabı”nı
Amaç kesmekti, toplumun kaynakla irtibatını
 
Hedef toplumsal hafızayı silmek, sıfırlamaktı
Yalnız Batıcı seküler kültürü hatırlamaktı
 
Amaç, halkı, değersizlik batağında boğmak değilse eğer
Neden yok edildi, “iyi, doğru ve güzel”e dair her değer?
 
Sopa gösterildi, engeli aşıp köklere ulaşana
Aldatıcı “havuç” dağıtıldı, “resmi din”le uzlaşana
 
Ulusçulukla, ümmeti dışladılar en baştan
Laiklik adına, İslam’ı kovdular hayattan
 
Vahyi reddedip de, ilah edindiler hevayı
Bir kula kul olup, kirlettiler güzel dünyayı
 
İnsan, böyle yabancılaştı, kendine ve Rabbine
Birbirinin kurdu oldu ve zulmetti hemcinsine
 
Görüşü kutsanıp,“ ileri” sayıldı bir fâninin
“İrtica”sayıldı vahyi, onu da öldüren Rabb’in
 
Değiştirmeye cür’et eden, Rabb’in muhkem vahyini
“Değiştirilemez” yaptı, bir fâninin ilkesini
 
Rabb’in vahyine sadakatimiz, “dogmatik” bulundu
Laik Kemalizm,  dogmanın tam karşılığını sundu
 
Kemalizm daha doğmadan ölmüştü, zaten halktan geriydi
Kur’an, kıyamete kadar geçerli ve her çağda ileriydi
 

Sistem; Kurtulduk Sananları, Aldatıcı Bir Serap
Hak ve Hürriyetleri Yok Etti, Sözde İnkılâp

Hak ve adaletten uzaklaşarak, hep hevaya taptılar
Birçok masuma, müslümana ideolojik zulüm yaptılar
 
Baskı ve işkenceyi kullandılar, polisteki sorguda
Haksız keyfi kararlar verdiler, ideolojik yargıda
 
Çok masum müslümanı, zulmederek attılar zindana
Fıtrî ahlakı tüketip ihanet ettiler insana
 
Katliamlar, sömürü ve zulümler, laik rejimin karakteri
“Hevası ilahlaşan, kan döküp fesad çıkarır”, vahyin haberi
 
İdeolojik zulümlerle, egemen sistem dehşet saçtı
Bu hal, şahsiyetleri bozdu, ikiyüzlülüğe yol açtı
 
Öz yurdunda yok edildi, yerli halkların en temel hakları
Konuldu; İslamî cemaat, eğitim ve tebliğ yasakları
 
Lozan’la korumaya alındı, azınlığın hakları
Müslümanlara zindan kılındı, İslam’ın toprakları
 
Müslüman mahrum bırakıldı, azınlık haklarından
İnancı kovulmak istendi, kendi topraklarından
 
İnsanca ve Müslümanca yaşamak, hep suç sayıldı
Bâtıl fikir, inanç, kimlik ve kıyafet dayatıldı
 
“İrtica” yaftasıyla dışlandı, Allah’ın şeriatı
Hâkim kılındı, heva ürünü, beşerin fikriyatı
 
Kanun aldılar, İtalya, İsviçre ve Fransa’dan
Kültür ithal ettiler, tefessüh etmiş Avrupa’dan
 
Baştan yöneldiler, “devrim”le yok etmeye İslam’ı
Sonraki “tesettür yasağı”, bu zulmün bir devamı
 
Batı, “Kur’anı kapatın kadını açın” diyordu
Batılı vur deyince, işbirlikçi öldürüyordu
 
Şeriata düşmanlıktı, bu tesettür yasağı
Kur’an’da, tuğyanın yeri “hayvandan da aşağı”
 
Halka zorla giydirip, Avrupa’nın şapkasını
Yaptık diye övündüler, “ inkılâp”ın hasını
 
Müslüman halk istemedi, “devrim” in şapkasını
Şapka için “kopardılar”, çok masum “kafasını”
 
Önce pozitivizme koştular, İslam’ı reddederek
Hıristiyanlığa da döndüler, Batı’ya imrenerek
 
Laik devlete bağlı, “resmi din”e ihtiyaç vardı
İslam’ı denetime almak, varılan son karardı
 
Bu amaçla kuruldu,“ulusal din”in Diyaneti
Laik devlete sadakatle, yapsın diye hizmeti
 
Denetime alındı, dinî eğitim ve dinî hayat
Bu art niyetle açıldı, İmam Hatip ve İlahiyat
 
Laikliğe uygun hale getirmek için İslam’ı
Eğitimde hedeflendi, modern, laik din adamı
 
Seküler kutsallar üretip, koştular paganizme
Hep İslam’la savaşarak, yol açtılar nihilizme
 
İslami kimlik yok edilince, oluştu boşluk
Yayıldı bütün topluma, başıboşluk, sarhoşluk
 
İslam’ı dışlayınca, “iyi-doğru” ölçüsü kalktı
“Değer”siz ve “anlam”sız bataklıkta boğulan halktı
 
“Değer”sizlik bataklığında yetişti, pek çok sapkınlık
Mafya, fuhuş, uyuşturucu ve daha birçok azgınlık
 
Biz Müslüman’dık, laik ve Kemalist olamazdık
İkiyüzlülük yapmadan, tüm bu hakikati yazdık
 
Dedim ki, “biz Müslümanız, laikliğe, Atatürk’e muhalifiz”
“İsterseniz asın, yine de şeriatçıyız ve Hakk’a şahidiz”
 
İslamî ölçüyü zikrederek, ilmî hakikati söyledim
“Laiklik ve kemalizm uğruna ölen, şehid olamaz” dedim
 
Her şartta, şirki reddedip hep tevhidi anlattım
Hak ile bâtılı ayrıştırıp Hakikati gündem yaptım
 
Evet suçum bu, laikliği reddeden bir şeriatçıyım ben
Tevhidî imanla, her bâtıla, Kemalizme de karşıyım ben
 
Ne yaparsanız yapın, bu suçu işlemekten asla vazgeçmem
Tüm dünyayı verseniz de, yine Kemalizmi tercih etmem
 
Ölümle tehdit etseniz bile, asla tağuta tapmam
Basit dünya çıkarları için de, bâtıl yollara sapmam
 
Hatırlayın, size meydan okumuştum, mahkeme salonundan
Demiştim ki; “Ceza verseniz de asla dönmem tevhid yolundan”
 
O gün, iki yıl ceza vermiştiniz İslamî düşünceme
Böyle çok cezalar, engel olamadı tevhidî davetime
 
Evet, işte ben buyum, rejime göre “iflah olmaz bir suçluyum”
“Rabbim Allah’tır” deyip O’na sığınırım, bu yüzden güçlüyüm
 
Böyle oldu, “Resmi din”i reddedip Hakk’a bağlandım
Hak din İslam’ı seçtim, sonra hep zulme maruz kaldım
 
Bilinsin ki, Müslüman zulümden korkup Hak yoldan dönmez
Tevhidin ışığı tağutu korkutur, zindanda sönmez
 

İlginizi çekebilir

Ümmetin Hali ve Emperyalist Kuşatma

Kur’an’ı terk edince, yitirdik tevhidi ve vahdeti Sömürülmeye müsait olduk, hak ettik bu zilleti

Bir yanıt yazın