Uzun zamandır, Kur’an’dan beslenmedi ümmetimiz
Tarih, gelenek ve bid’atla gölgelendi dinimiz
Örf oldu, Kur’an’ı anlamadan ölülere okumak
Yahut da teganniyle okuyarak, bundan haz duymak
Hâlbuki, “Kitab’ı hakkıyla tilavet”, imanın ön şartıydı
Anlamak, öğüt alıp yaşamak, Müslim olmanın temel farzıydı
Anlamayan İslam sandı dinini, cahiliyyeden arınmadan
Zulme bulaştırdı imanını, şirk pisliğinden korunmadan
Ümmete hâkim oldu, adaletsizlik, tasavvuf ve saltanat
Yaygınlaştı, cehalet, hurafe, haksızlık, israf ve sefahat
Bu din çağa hükmedemedi, çünkü donduruldu içtihad
Bu sebeplerle sarsıldı, ümmet coğrafyasında dine itikad
Saltanat sürecinde başladı, ümmetin yozlaşması
Dini saltanata uydurdu, malûm “Saray Uleması”
Kur’an’ı terk ettik ve koptuk Rasul’ün sünnetinden
Böyle mahrum kaldık, Allah’ın yardım ve rahmetinden
Ümmet, birçok hurafeler üreterek Allah’ın dinine kattı
Hablullah yerine, üretilmiş iplere sarılıp yoldan saptı
Birçok kesim, mezhebini dinleştirip bırakarak Hablullahı
Kendi ürettikleri iplere çağırıp, terk ettiler Zikrullahı
Etnik ve mezhebî taassuplar yol açtı, yaşanan en büyük sapmaya
Irkçılık, Şiilik, Sünnilik sebep oldu, tevhîd ekseninden kopmaya
Tevhidde vahdet yok olunca, kaçınılmaz oldu zillet
Parçalanıp güç kaybedince, geldi emperyalist felâket
İşte böyle oldu, ümmete aitti, ilk sapma ve kabahat
Batının sömürü ve zulmü ise, bir sonraki safahat
Emperyalistler galip geldi, ümmet maruz kaldı fiilî ve zihnî işgâle
Batının ideolojik ve ekonomik zulmü, düşürdü onu zelil hâle
Ardından işbirlikçi yönetimlerle, tüketildi özgürlük
Düşünce ve öze dönüş engellenip, oluşturuldu körlük
Cahiliye ve Batı, fikir ve kurumlarıyla, yok etti tüm saffeti
Öz yörüngesinde gelişmesin diye, batılla kirletip ezdi ümmeti
Ümmete mal edilen despotlar da, Batının ve batılın eseriydi
Rant ve iktidar hırsıyla ayakta tutan, emperyalizmin desteğiydi
Şüphesiz tıkanan ve durdurulan, İslam değil Müslüman’dı
Batıya yenilgiyle sarsılıp yok edilen, tevhide imandı
Batı, sürekli sömürdü ümmeti, teknik ve silah gücüyle
Denetim altında tutup yönlendirdi, işbirlikçi zulmüyle
İşgal, zulüm, sömürü ve katliamların, hep Batı oldu başı
Sonuçta ümmetin kaderi oldu, açlık, sefalet ve gözyaşı
Bütün ümmeti kuşatmıştır, aç gözlü küresel katil devler
Çünkü terk edilmişti, vahyî vecibeler, İslâmî ödevler
Hak, adalet hâkim olsa, yapılsaydı imânî görevler
Hiç kan ağlar mıydı, arzın varoşlarında mazlum evler?
İnsanlık bunaldı, kapitalist-sosyalist sömürü ve zulümden
Yeni dünya arayışı kaynaklandı, temiz fıtrattaki özünden
Fıtrî arayış yetmez, adalet üretip zulüm ve sömürüye son vermeye
Fıtrata vahiy yol göstermeli, adil bir dünya kurup kurtuluşa ermeye
Vahye şahidlik yapıp yol gösterecek ümmeti de kuşatmışken karanlık
Ne yapacak vahiyden habersiz, seküler bataklıkta bunalan insanlık?
Bu yüzden, omuzlarımızdaki sorumluluk, çok ağır ve büyük
Ancak, ümmet sanılan yığınların, duyarlılık ve niteliği düşük
Ümmetimizin İmtihanı ve Yapılması Gerekenler
Ümmet niteliksiz, çaresiz, umutsuzluk içinde
Sanki bir “manevi Tih”te, bu imtihan sürecinde
Hür ve şahsiyetli Kur’an nesline vardır ihtiyaç
Ancak bu nesildir, “Tih”den çıkışa gerçek ilaç
Ümmetin kurtuluşu, Hakka doğru özdeki değişimde
Bizler de başarısız olduk, işte bu İslâmî dönüşümde
Ümmet kimlik arayan, şaşkın, niteliksiz bir yığındı
Hakkı bulamayınca da, sapkın kimliklere sığındı
Batıl sistem ve devşirdiği aydınlar, medya ve eğitime hâkimdi
Zihin ve ruhları kirletip, bilinmesi istenmeyen sırat-ı müstakîmdi
Yüzyıllar geçip, değer ve kimliğini yitiren ümmetin insanına
Her yandan farklı çağrılar geldi ve yol açtı toplumun fesadına
Kafası karıştı insanların, işte bu kaotik ortamda
İlkeli ve şahsiyetli davetin, kıt olduğu zamanda
Halk bir türlü bulamadı, dosdoğru istikameti
Müslüman’ın görev ihmali, arttırdı vahameti
Hepimiz sorgulayalım, bu zaaflı halimizi
Kur’an ve sünnetle düzeltelim, tüm ahvalimizi
Kimisi çağırdı, yeni bir “medeniyet hamlesi”ne
Cahili toplumun ürettiği, Müslüman’ın nesine?
Öncelik tevhidî değişimde, sonuçtur iktidar ve medeniyet
Sahih bir şahidlikle, topluma yayılmalı Kur’ânî davet
Üretilmiş iktidar ve medeniyet, öne çıkmamalı, kulluk sürecinde
Mü’minler, inzal olanı eksen edinmeli, mücadele stratejisinde
Kurumlaşıp, derin olunmalı Kur’an eğitiminde
Vahiy sosyalleştirilmeli, sünnetin gözetiminde
Karşı çıkalım, küresel küfre, küresel kuşatmaya
Koşalım, küresel bir çabayla ümmeti yaşatmaya
Yardımlaşıp, dayanışalım ümmetçi ittifakla
Küresel zulmü kovalım, küresel bir itirazla
Direnmek yetmez, küresel kapitalizmin zulmüne
Küresel itiraz yer vermeli, İslam’ın çözümüne
Küresel korsanlığı durduracak, yalnız İslam’dır
İnsanlığı kurtaracak, ancak tevhîdî imandır
İslam yayılsa dünyada, insan onuru kurtulacak
Şerefli hilafet makamına, insanlık oturacak
Hak, adalet ve hürriyet, tüm insanlığı kuşatacak
İnsan, fıtratın yoluna dönerek izzete kavuşacak
Birlik olup Hak yolda, üretsek kolektif iradeyi
Ümmet, belki o zaman hak eder, izzeti iadeyi
Kur’an Neslini İnşa Sorumluluğumuz
Neden bir türlü oluşturamadık, Kur’an neslini?
Sorumlu idrakiyle sorgulasın, herkes nefsini
Şehid Kutup, üç faktöre bağlar, ilk Kur’an neslini
Çağa taşımalıyız, bu ilk oluşum örneğini
İlk Kur’an nesli, doğrudan Kur’an’dan alıp da ilhâmı
İhlâsla benimseyip, dosdoğru yaşardı İslâm’ı
Ayıklamalıyız, İslâm’a katılan tüm bid’atları
Terk edip, atalar diniyle, hurafe itikadları
Ashap, salt kültür ve haz için başvurmazdı Kur’an’a
“Kitap yüklü merkep”lik, yakışmaz tevhîdî imâna
Kur’an’ı hakkıyla okumaktır, gereği imânın
Hayatı vahiyle inşa etmek, hedefidir İslam’ın
Anlayıp da yaşamak için, Kur’an’ı kuşanmalı
Hayat kitabı Kur’an, hayat içinde yaşanmalı
Vahye şahidlik yapmakla yükümlüdür, her Müslüman
İman-amel bütünlüğünü ister, tevhîdî iman
Terk ederdi her Müslüman, câhili geçmişini
Ve Kur’an’a uydururdu, hayatın her vechini
Zihnî hicret hayata taşınıp, köklü bir inkılâpla
Tam bir yol ayrımı yaşanırdı, câhili her kalıpla
Zamanla nesne oldu Kur’an, artık o belirlendi
Akıl, iman ve şahsiyetler, bu süreçte kirlendi
Özne olup da Kur’an, tekrar inşa etmeli, aklı, imanı
Vahyi yansıtmalı, tasavvurumuz ve hayatın her alanı
Esas alıp Kur’an’ı, izleyip de güzel örneğini
Çağımıza taşıyalım, Rasul’ün sahih sünnetini
Mücadele Sorumluluğumuz
Önce içe dönük mücadele, gerekir her insana
Şirkten tevhide hicret edip, ulaşılır imâna
Nefsimiz arınıp da, hak etmeli hidâyeti
Fıtrat ve vahiy inşa eder, İslâmî şahsiyeti
Dışa dönük mücadele, gelince arkasından
Saldırılar gelecek, şeytandan ve dostlarından
Direnmeli her kirlenmeye, münker, şirk ve ifsâda
Koşmalı ıslah bilinciyle, Kur’an ile cihâda
Müslüman, tevhid, adalet ve hürriyet cihâdında
Zorbalara karşı yer alır, mazlum halkın yanında
Toplum içine inelim, şu fildişi kulemizden
Vahye şahidliğe güzel örnek, Peygamberimizden
Yanlış din anlayışlarını, yönelelim ıslaha
Bid’at ve hurafeden uzak, çağıralım Allah’a
Mutabık olunmalı, akîdede ve muhkem nasta
Farklılık olmamalı, sabitede, temel esasta
Müsâmaha gerekir, yorumda ve içtihadda
Farklılık bulunmadıkça, tevhîdî itikadda
Kör taassupla bağlanmadan, üretilmiş olana
Sarılalım ortak paydaya, iletilmiş olana
Yeniden iman edelim, yönelip Rabb’in kitâbına
Dikkat çekip, “iman edenler, iman edin” hitâbına
Sahih bilgili iman- amelle, kuşatırsak ümmeti
Kur’ânî bir intifadayla, aşarız her zahmeti
Kulluk eksenli mücadeleyle, yürüyelim hedefe
Allah’ın tarafında yer alıp, ulaşalım şerefe
Dünyevileşmekten uzakta, direnelim ihlâsla
Uzlaşmacı olmayalım, iktidar eksenli hırsla
Kınanmaya aldırmadan, inşa edelim gemimizi
Tevhide doğru değiştirelim, toplumsal nefsimizi
Tevhidle ıslah edersek, nefslerin kusurunu
Rabb’imizin vadi haktır, O, tamamlar Nurunu
Mehmet Pamak