Kürtler, Türkiye, Suriye, Irak ve İran ulus devletlerinde, Türk, Arap ve Fars ulusalcılıklarına sürekli dövdürülmüş, inkâr ve asimilasyon politikalarıyla ezdirilmiş ve sonuçta Kürtlerin de aynı zehri içmesi ve ulusal bilince ulaşması temin edilmeye çalışılmıştır. Şimdi de aynı emperyalist güçler, sanki daha önce Kürtlerin başına bütün bu zulümlerin gelmesine sebep olan şartları kendileri oluşturmamışlar gibi, bu sefer de -özellikle 1980’lerden sonra daha fazla olmak üzere- Kürtlerin hamisi kesilerek, onlara daha önce vermedikleri ulus devlet kurma imkânını şimdi vaat ederek, Mazlum Kürt halkını emperyal çıkarları uğruna bir daha kullanmaya çalışıyorlar. Modern anlamda ulusçuluğun ve bu bağlamda Türkçülüğün de, Arapçılığın da ilk tohumlarını ...
Temmuz, 2011
Eylül, 2005
-
20 Eylül
İdeolojik Yargı
İdeolojik, tarafgir, keyfi yargı; bir ârâz mı, yoksa tarihi arka plana uygun doğal bir sonuç mu? Şüphesiz, yargı sisteminin bu derece siyasallaştığı, yargıç ve savcıların büyük çoğunluğunu, en fazla etkileyen ve yönlendiren şeyin hukuk ve kanunlar yerine resmi ideoloji olduğu böyle başka bir ülkeye yer yüzünde rastlamak, herhalde mümkün değildir. Türkiye’de, “hukukun üstünlüğü” yerine “üstünlerin hukuku”nun egemen kılındığı, güçlünün haklı sayıldığı, “köpeklerin salıverilip taşların bağlandığı”, haksızlık, zulüm ve keyfiliklere hukuk kılıfının kolaylıkla geçirildiği, hukukun gukuk haline dönüştürüldüğü ve derin güçlerin güdümünde “Yargıç Hakimiyeti”nin tesis edildiği, bu sebeple parlamento çoğunluğunu teşkil eden iktidar partisi millet vekillerinin bile, haklı olarak, yargıya güvenmediklerini ...