Ana Sayfa / Mehmet Pamak (sayfa 4)

Mehmet Pamak

Nisan, 2022

Mart, 2022

  • 22 Mart

    Erdoğan’ın, Karşılığı Olmayan Sert Söylemleri Filistin’den Yana, Somut Kazanç Sağlayan Politikaları İsrail’den Yanadır

    Önceki yazımızda ifade ettiğimiz üzere, Herzog’un Türkiye’ye davet edilmesinin esas amacı, işgalci terör devleti İsrail’in Filistin’den çaldığı doğalgazı Türkiye üzerinden Avrupa’ya ulaştırma boru hattı projesinde anlaşmaya varmaktır. Üstelik Herzog’un Türkiye’ye davet sürecinde Şubat ayında, Siyonist işgali altındaki İslamî mekânlara yönelik engelleme ve ihlaller artmıştı. Filistin Vakıflar ve Dini İşler Bakanlığından yapılan yazılı açıklamada, sadece şubat ayında Mescid-i Aksa’ya 20 kez baskın düzenlenerek “kutsallığa saygısızlık” yapıldığı belirtildi. Açıklamada ayrıca, işgal altındaki Batı Şeria’nın El Halil kentinde bulunan Harem-i İbrahim Camisi’nde 43 vakitte ezan okunmasının engellendiği vurgulandı. Siyonist saldırganlar ezan okunmasını engelledikleri gibi, kendilerince çeşitli ayinler de düzenliyorlar. Yani bu süreçte de yıllardır ...

  • 19 Mart

    Filistin’in Haklarını Gasp Eden İşgalci İsrail’i Güçlendiren “Normalleşme” Sürecine, Herzog’u Davet Eden Türkiye de Katıldı

    Batılı emperyalist devletlerin işbirlikçisi despot Arap yönetimlerinin İsrail ile “normalleşmesi” kınanırken Türkiye de sıraya girmekte gecikmedi.  Aslında yıllardır gizli temasla ve ticarete zirve yaptırarak sürdürülen ilişkiler gün yüzüne çıkarıldı. Ancak Türkiye öncelikle, İsrail’le normalleşmede öncülük eden, üstelik haklı olarak Mısır ve Türkiye’ye yönelik darbelerin arkasında yer almakla da suçladığı BAE, Suudi Arabistan vb. ülkelerle normalleşip sonra da yıllardır örtük olarak sürdürdüğü ilişkilerinin devamı olarak İsrail terör devleti ile normalleşme teşebbüsünde bulundu. TC Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu amaçla İsrail Cumhurbaşkanı İsaac Herzog’u Türkiye’ye davet etti ve devlet töreniyle karşılayıp değer verdiğini gösteren tavırlar sergiledi. Halbuki, 15. 05 2018’de Erdoğan, “İsrail bir terör ...

Şubat, 2022

  • 28 Şubat

    28 Şubat Darbesi ve İrtica Yaygarası

    28 Şubat’ın zulüm bildirisini hazırladığını övünerek itiraf edip “bugün bu bildirinin gereklerini Erdoğan sürdürüyor, geminin kaptanı Erdoğan ama rotayı biz belirliyoruz” diyen Doğu Perinçek ile ilk darbe sürecinin iktidar ortağı MHP ve Bahçelinin son beş yıldır yeniden iktidar ortağı oldukları ve farklı uygulamalarla yeni bir 28 Şubat sürecinin yaşandığı bir dönemden geçiyoruz. İşte bu yeni 28 Şubat döneminde ilk 28 Şubat darbesi sürecinde Almanya’da muhacir olarak bulunduğum 2000 yılında şiir formunda kaleme aldığım “Hicrette Muhasebe”den gündeme uygun bir alıntıyı, o günkü ve bugünkü zalimleri bir daha protesto ederek paylaşmak istiyorum.   Halkın parasıyla alınan silahları ve tankları Sürdüler halk üstüne, ...

  • 6 Şubat

    Mü’min olmadan Müslim olunamaz, Müslim olmadan da Mü’min kalınamaz

    İmansız sâlih amel olmaz, ama sâlih amel olmadan da iman yaşayamaz. Tabiri caizse, sâlih amel imanın gıdası gibidir.

Kasım, 2021

Ekim, 2021

  • 23 Ekim

    İstikameti Korumada Titiz, Akıdeye Sadakatte Tavizsiz Bir Müslüman Tevhidî Mücadelede Fedakâr Dava Adamı, Kardeşim Ahmed Kalkan

    “Kur’an’a Nebevî Davet”-Kalemder’de 22 Ekim 2021 Cuma Vaazı Olarak Sunulmuştur Bismillâhirrahmanirrahîm “innâ lillâh ve innâ ileyhi râciûn” – “Biz şüphesiz (her şeyimizle) Allah’a aidiz/(Allah’a aid kullarız) ve şüphesiz O’na döneceğiz”. (Bakara, 2/156). Allah’a aid ihlaslı bir kul olan, Hak yolunda yol arkadaşım, tevhide davet mücadelesinde birlikte olduğum kardeşim Ahmed Kalkan hoca, En’am Sûresi 162. ayet gereğince “Benim namazım, ibadetlerim, hayatım ve ölümüm âlemlerin Rabbi olan Allah içindir.” inancıyla bütün hayatını âlemlerin Rabbi Allah için yaşayıp sadece O’na itaat ve kullukla geçirdiği ömrünü tamamlayıp ilahi takdire teslimiyetle Rabbimize döndü. Bu kısacık imtihan dünyasında her nefis, Rabbimizin takdir ettiği kadar bir ömrü ...

  • 15 Ekim

    Erdoğan ve Erbaş’ın, İslam’ı Laik Devlet İçin Araçsallaştırmaları Karşısında Müslümanların Edilgen Tutumu

    Bugün, yaklaşık bir asırdır seküler modern sapkınlığın küresel hâkimiyeti ele geçirip, insanî-fıtrî olanın tüketildiği ve fesadın küreselleştiği bir süreçte bulunuyoruz. Bu süreç, kendisini “Müslüman” ve “dindar” olarak tanımlayanların bile çok büyük ekseriyetinin söz konusu seküler sapmanın kuşatması altında zihinlerinin işgal edilip dönüştürüldüğü bir süreçtir. Hatta İslami duyarlılıkları ortalamanın üzerinde olup, bir şekilde Kur’an okumaları yapan kesimlerin ve hatta kendilerine “alim”, “ilahiyatçı akademisyen”, “hoca” ve “cemaat önderi” payesi verilenlerin bile çoğunluğu, İslam’ın, “halk çoğunluğunun seçtiği temsilcilerin laik parlamentolarda hevanın mutlak hakimiyetiyle yaptıkları yasalarla yönetim” olarak tanımlanan “demokrasi”yle uzlaştığını iddia edip savunabilmektedirler. Hatta giderek laikliğin, liberalizmin, kapitalizmin, bazıları da sosyalizmin İslam ile ...

  • 10 Ekim

    İslam’ın Araçsallaştırılıp Laik “Statüko” İçin İstismarında Son Merhale: TSK ve Yargı’nın Törenlerinde Dua – III

    Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’ın, zina, kumar, faiz ve alkolü meşru görüp devlet kontrolünde bu haramları kurumsallaştırarak helal sayan, Kur’an’ın toplumsal, kamusal, ekonomik, siyasî hukukî hükümlerini reddeden ve İslam şeriatıyla hükmetmeyi suç sayıp laik şirk hukukuyla hükmeden ve İslam şeriatıyla hükmedilmesine dair isteklerini açıklayanları da yargılayıp mahkûm eden yargının en tepe kuruluşu Yargıtay’ın toplantısında yaptığı duanın içeriği ibret vericidir.

  • 4 Ekim

    İslam’ın Araçsallaştırılıp Laik “Statüko” İçin İstismarında Son Merhale: TSK ve Yargı’nın Törenlerinde Dua – II

    Geliniz Laik Cumhurbaşkanı ile laiklik ilkesine göre faaliyet göstermek, İslam’ı ve Müslümanları laik devlet adına denetim altında tutmak üzere Genelkurmay Bakanlığıyla birlikte aynı yasa ile kurulmuş Diyanet’in Başkanı Ali Erbaş’ın Yargıtay binası ve yeni yargı yılının açılışında ve TSK’nın yeni yerleşkesiyle ilgili törenlerinde yaptıkları açıklama ve duanın içeriğine İslamî ilkelerimiz zaviyesinden bir daha bakalım.

Eylül, 2021

Ağustos, 2021

Haziran, 2021

Mayıs, 2021

  • 17 Mayıs

    ÜMMET COĞRAFYASINDA NEDEN KAN ve GÖZYAŞI EGEMEN?

    ÜMMET COĞRAFYASINDA NEDEN KAN ve GÖZYAŞI HÂKİM? Allah’a ve Rasûl’e itaat zayıfladı, çoğaldı hurafeler Tevhid ve vahdet yok olup ümmet parçalandı, açıldı mesafeler Kur’an’ı mehcur bırakıp, uzaklaşınca Rasûlün sünnetinden İmana şirk bulaştırıp, mahrum kalındı Allah’ın rahmetinden Hablullah’a topluca sarıldığında, izzetli ve güçlüydü ümmet Tersi yaşandı, tefrikaya düşüldü ve kaçınılmaz oldu zillet Sömürüye müsait olunca, emperyalistler hücum ettiler Silahlı ve kültürel işgal yoluyla, milyonları katlettiler Sonra hep statüko dinleri kuşattı, tüm Müslüman halkları Adaletsiz hükümetler yönetti, emperyalizmin uşakları Ümmet coğrafyasının her yanında, kan ağlıyor mazlum halklar Emperyalistler, sömürü ve katliamı demokrasiyle saklar Asya, Afrika ve Ortadoğu’da, katledildi on milyonlar Hâlâ sürer ...

Mart, 2021