Ana Sayfa / Mehmet Pamak / Basın'da Mehmet Pamak / Milli Gazete, Mehmet Pamak’ın 12 Eylül dönemini anlatan şiirini yayınladı

Milli Gazete, Mehmet Pamak’ın 12 Eylül dönemini anlatan şiirini yayınladı

Selamun aleyküm değerli kardeşlerim.

Bugün 12 Eylül darbesinin yıl dönümü. Bilindiği üzere cahiliye dönemimde “Türk-İslam sentezini esas alan milliyetçilik ideolojisi”nin önde gelen bir müntesibi idim. O süreçte Maliye Bakanlığında Gelirler Genel Müdür Yardımcısı olarak görev yaparken darbecilerin oluşturdukları Danışma Meclisinde Çanakkale Üyesi olarak yer almıştım. Rabbimin hidayetiyle şereflendikten sonra, Almanya’da muhacir olarak bulunduğum 1999-2000 yıllarında geçmişimi ve o süreci değerlendiren ve henüz hepsi yayınlanmamış bulunan şiir formunda bir kitap hazırlamıştım. İşte bu kitapta yer alıp internet ortamından kısmen yayınlanan Danışma Meclisi günlerimi ve sonrasını değerlendiren şiirlerimden bir kısmının bugün Milli Gazete’de yayınlandığını kardeşlerimiz haber verdiler. Baktığımda gazetenin internette yayınlanmış olan kısmın sadece bir bölümünü yayınlamış olduğunu, o kısımdan da bazı mısraları (muhtemelen yer darlığı sebebiyle) çıkardığını gördüm.

 

Her şeye rağmen, 12 Eylül’ün yıldönümünde benim bile aklıma gelmeyen bu paylaşımı yaparak hatıralarımı depreştiren Milli Gazeteye teşekkür ederek, ben de bu vesileyle bu konuyla bağlantılı şiirin tamamını sizlerle paylaşmak istedim.

1981-1983 Darbe (Danışma) Meclisinde Durum

Darbe meclisinde, ulusçuluk yaptım, alkışlandım
İslam’dan her bahsettiğimde, yuh çekilip dışlandım

Ancak meclis dışında, özgür hissederdim kendimi
Kemalist meclis bir kâbustu, arttırırdı derdimi

İslam’ı terennüm ettikçe, bu yolda yalnız kaldım
İkbal makamında sıkıldım, baskılardan bunaldım

Darbeciye karşı, mecliste savundum tesettürü
Sıralara vurup “yuh” çekti, zalimlerden bir “sürü”

“Türkçüler” de horladı, tesettür konusunda beni
Rahatsız olup sorguladım, “Türk-İslam sentezi”ni

Sentezin ilk tarafı, memnun ediyordu her nefsi
İslam, bir slogan da olsa, rahatsız etti herkesi

Allah’ın ayetlerini okuyunca, laik mecliste
Kimse yanıma yanaşmıyordu, meclisteki kuliste

Bağnaz bir tepkiyle dışlandım, susturulmak istendim
İtirazım duyulmasın diye, boğulmak istendim

Hak, özgürlük taleplerim, faşistlere ters düşmüştü
Zalim “beyaz Türk”ler sürüsü, başıma üşüşmüştü

İnsan hak ve özgürlüğü, tehdit diye algılandı
Darbeci anayasa, bu önyargıyla kurgulandı

Hakk’a aykırı her şey, kolay kondu anayasaya
İslam’ı isteyince, hemen çağrıldım istifaya

Resmi ideoloji dayattı, despot anayasa
Farklılıkları yok etti, darbeci faşist yasa

Bu anayasaya “red” oyu verdim, aynı mecliste
Böyle oluştu, adımı yazdıkları “kara liste”

Hakk’ı kısmen haykırınca, sistemce karalandım
İstifa baskısıyla, generallerce sorgulandım

Evren, adeta çıldırmıştı, aykırı düştüm diye
Hemen sokulmak istendim, askere uygun çizgiye

İtiraz ettim, uymadım, dayatılan düşünceye
Büromun kapısı kırılıp, zarar verildi her şeye

Korkutmak istediler, hatta tehdit ettiler ölümle
Evimin kapısını zorlayıp, saldırdılar zulümle

Teslim olmadım korkuya, tavrımı sürdürdüm yine
Evren konuştu, “seçtiğimize pişman olduk” diye

Ondan sonra, sistem hedef yaptı, düşmanca davrandı
Hak, özgürlük yanlı çabam, hep dışlanarak kınandı

Birçok vetolar geldi, şu “kara liste”nin peşinden
Parti kurdum, aday oldum “veto” geldi Evren’den

Talep edince, hakkım olan bürokratik kadroyu
Bir de bu sebeple yedim, Kenan Evren’den vetoyu

Bakan Cantürk demişti, “yazık ettin istikbaline
Başörtüsünü savunmakla, zarar verdin kendine”

Cantürk devamla, “iflah olmaz askere ters düşen
Bu ülkede siyaset yapamaz, farklı yol seçen”

Sistem çok rahatsız olmuş, iyice dışlamıştı
Kemalizm’e uyumsuz olunca, linç uygulamıştı

Rabb’imizin Hidayetiyle Şereflenip Müslüman Oldum

Bunaldım bütün bu zilletten, şirkten, fesattan
Hak arayışım kaynaklandı, temiz fıtrattan

Sorguladım ahvalimi ve aradım hidayeti
Yaşadım, şirkten-tevhide manevi bir hicreti

Bu samimi yönelişle, ulaştım hidayete
Rabb’imizin de lütfuyla, ondan gelen rahmete

Kur’an’la teçhiz olarak, kaçındım tağuttan, şirkten
Resulullah’ı örnek alıp, arındım kirlilikten

Şirkten, münkerden kaçıp, Allah’a hicret ettim
Pisliklerden arındım, tevhidle şereflendim

“La ilahe illallah” deyip, Müslüman oldum
Tehlikeli sayıldım, düşman yerine kondum

Merhametle çağırınca, tüm insanları tevhide
Yargılandım hep DGM’de, maruz kaldım tehdide

Türkçülüğü terk edip Mü’min oldum, “dönek” dediler
Hemen vurdular, nasıl “dönek”lik bu, söyletmediler

Evet Rabb’imin lütfuyla döndüm, şirkten İslam’a
Bu “dönek”lik şeref getirdi, yönelince Kur’an’a

Yazardım, sağcı Tercüman’da ve ulusçu Hergün’de
Düşüncem zan alanında, İslami kimlik sürgünde

O zaman baş tacı etti sistem ve ulusçu kesim
Pek çok imkân tanındı, gür çıksın diye bâtıl sesim

İslamî kimlik döndüğünde, hayat dışı sürgünden
Tevhidi bakış oldu artık, yazılarımda gündem

Hakkı haykırınca medyada ve haftalık Selam’da
Artık DGM savcıları, takipçiydi arkamda

Siyasi mahkemelerde, yok edildi hürriyetim
Hedef alınıp yargılandı, İslami şahsiyetim

Partilerin Durumu ve Teklifleri

Uğraştılar, sistemin içine tekrar geri çekmeye
Bazı partiler başladı, yeni teklifler getirmeye

Defalarca teklifler geldi, Erbakan ve Kutan’dan
Tek delil gösteremediler, rehberimiz Kur’an’dan

Yolları gayri İslami’ydi, delili yoktu İslam’dan
O halde nasıl tabi olurum, ayrılıp da davamdan?

Dediler ki: “Seni parlamenter, ya da başkan yapalım”
“Yahut partimizin ön safında, iyi bir yer açalım””

İmanım izin verseydi, belki dönerdim geriye
Parlamenter, bakan olurdum, katılıp bir partiye

Belki bunları elde etmek, hoş gelirdi nefsime
Aldatıcı sebepler de bulurdum, her hal kendime

Ancak, akıdem izin vermez; laikçe hükmetmeye
Zillete, ilkesizliğe ve Kur’an’ı ketmetmeye

Razı olanlar bu sapmaya, makam ihtirasıyla
Dünyevileşip ilkesini yer, zan ve hevasıyla

“Laik, demokrat, Atatürkçüyüm” der, ikrah olmadan
“Bu sözü ikrah’sız söylemek””, çıkarırken imandan

“Hüküm ancak Allah’ın”, nihai olarak İslam’da
Laik yasa yapar, hevayla hükmedilen makamda

Allah’ın hükmünü reddeder, laik meclis, hükümet
Vahiyle gelen emirse; “Allah’ın hükmüyle hükmet”

Yaklaşmaz, şirkle hükmetmeye tevhidi iman
Bak,”Vahiyle hükmetmeyen”e, kâfir der Kur’an

Kim ki dini almaz ise, ancak Kur’an ile sünnetten
Kültür, zan ve hevayı din sayar, çıkamaz hiç zilletten

Bir yanda parlamenter makamı, zillet içinde
Diğer yandaysa, zindan ve hicret, izzet içinde

Şirki terkle,”Allah taraftarı” olup, buldum izzeti
Şeref getirdi zindan ve hicret, terk edince zilleti

“Aptal” dedi bazısı, reddedince “ikbal” teklifini
Dediler; “tevhidi tercihle, kararttın istikbalini.”

Dediler ki: “Vekil, bakan olurdun, istikbalin parlaktı.”
Bu sözler, tevhidi yok edecek, bilinçsiz bir tuzaktı

Rabb’imin lütfuyla muhafaza oldum, korundum
Gayri İslami yolları reddederek, arındım

Arkadaşımdı, birçok yüksek bürokrat ve bakan
Tüm yollar açıktı, ikbale, zenginliğe çıkan

Rabb’in izniyle reddettim, çıkar eksenli hayatı
Tevhid yolunda riske attım, dünyadaki rahatı

Sarıldım, Kur’an ve sünnetten gelen yönteme
Allah için hep uzak durdum, bâtıl sisteme

Hak yolda direndim, reddederek geri dönmeyi
Hatırladıkça iğrendim, sistemdeki her şeyi

Bulaşmaktan kaçındım, aynı pisliğe ve şirke
Diğer insanları da çağırdım, tağutu terke

İman ettim tevhide, teslim oldum Allah’a
Bağlandım Kur’an’a ve örnek Rasûlüllah’a

Allah’a ve Rasulüne, lâyık olmak istedim
“Birinci öncelikli tehdit”, düşman ilan edildim

Rabbimiz korusun ve ayağımızı sabit kılsın
Tevhid yolunda şâkir, âbid ve vahye şâhid kılsın

İlginizi çekebilir

Suçumu Seviyorum -I (Kendi Sesinden Şiir)

Zalimler “suç” saydılar, İslamî yolumuzuİslam şerefimiz, seviyoruz “suç”umuzu Bismillâhirrahmânirrahîm Birinci 28 Şubat darbe ve zulüm ...