Ümmet, Kur’an’ı mehcur bırakınca, cahiliyye üredi
Pek çok bâtıl fırka, bu cahilleşme sürecinde türedi
Her hizip farklı ipleri tutunca, dağıldı ümmet
Tevhidde vahdet bitince, kaçınılmaz oldu zillet
Kur’an ve sünnetten uzaklaşıp, bida’tlara saptılar
Bu hurafeler bataklığında, çırpındıkça battılar
Miras kalan gelenek, Hak din olarak benimsendi
Vahye aykırı olanlar, sorgulanmasın istendi
İşte böyle hortladı cahiliyye, koyulaştı karanlık
Haksızlık ve zulümler çoğaldı, azaldı Müslümanlık
Cahiliyye, bir salgın misali, her tarafa ulaştı
Hem gelenek hem de modern oldu, tüm halklara bulaştı
İşte bu zeminde ilahlaştı, heva, şeytan ve insan
Ve böylece yaygınlaştı, Allah’a ve Rasûl’e isyan
Artık, “Müslümanım” diyenin de uyduğu heva ve zan
Tahrifat ve hurafeyle, şirke bulaştırıldı iman
Ardına düşülünce, birçok uydurma ilahın
Mahrum kalındı tabi, yardımından Allah’ın
Tutulan ip çoğaldıkça, gücünü yitirdi ümmet
Sömürüye müsait olunca, yoğunlaştı zulmet
Sömürgecilere fırsat doğdu, tuzak kurdular
Kolayca işgal ederek, son darbeyi vurdular
Birçok “ulus”a böldüler, parçalayıp da ümmeti
Kaynaklarını çaldılar, halklar yaşadı sefaleti
Bir de siyonist terörü sarıp, ümmetin başına
İslam coğrafyasını boğdular, kan ve gözyaşına
Terör devletini, bölgemize bıçak gibi sapladılar
Müslümanlara karşı destekleyip, sürekli kullandılar
Siyah ırkı da köleleştirip, yurtlarından kopardılar
Tüm kaynaklarını çalarak, ülkelerine aktardılar
Sömürgeciler; hırsızlık ve vahşette, tarih yazdılar
Mazlumlar fakirleşirken, refahtan şımarıp azdılar
Yüzyıllardan beridir, Müslüman halkları soydular
Fakir halklar mülteci oldu, denizlerde boğdular
Kendinden çalınandan pay istedi fakir, çare arayıp açlığına
Hırsızlar yine zulmettiler, Akdeniz döndü mazlum mezarlığına
Böyle zelil oldu, tevhidde vahdet yerine parçalanınca ümmet
Bir daha da hiç durmadı; işgal, sömürü, katliam ile vahşet
Yüz yıl oldu, Filistin ve Gazze’de Müslümanlar kan ağlıyor
Siyonist terör ve soykırım sürerken, dünya sadece seyrediyor
Bölgenin şirk hükümetlerine destekle, iman bile korunamaz
İşbirlikçi batıl yönetime eklemlenip, Gazze’ye destek olunamaz
Bu sebeple, şirk sisteminin partilerinden uzak durmak gerek
Sadece Allah’a teslim olup, Kur’ânî inkılâbı esas almak gerek
Tevhîdî korumak imkânsızdır, bu sorumluluk kuşanılmadan
Ümmet zilletten kurtulamaz, böyle bir inkılâb yaşanılmadan
Ümmetin hâli, asla bizi yıldırmasın, çünkü davamız haklı
Bilinsin ki her zorluğun rahminde, bir umut tohumu saklı
Sabır ve direnişle yeşerir, zor zamanlarda umutlar
Rabbin yardımı gelince, yok olur tüm kara bulutlar
Kara bulutları dağıtacak nur, ancak ve sadece Kur’an’dır
Rabbin yardımını hak eden, vahye şahidlik yapan bir imandır
Onlarca kitap okunur, kısa dünya hayatı için
Sonsuz ahiretin, tek sınav kitabı okunmaz, niçin?
Açıktır ki zaaflı olan, Allah’ın Kitab’ına imandır
Kitab’ı okumayanın iman sandığı, aldatıcı bir zandır
Kişi gerçekten iman etseydi, Allah’tan kitap geldiğine
Şüphesiz, büyük bir aşkla ulaşmak isterdi, içeriğine
Hayat kitabı Kur’an, diriye değil, ölülere okundu
Tarihte uydurulmuş hurafeler, hep onun yerine kondu
Oysa kıraat, tertil ve tilavet de, hep anlamayı içerir
Tilâvetse, öğüt aldıktan sonra yaşamayı da gerektirir
Kur’an, anlamadan ezberlendi, çok hatimler indirildi
Arapça harfler telaffuz edilip, “okuduk” zannedildi
Kur’an nurundan habersiz, bir de “Nurculuk” türedi
Nur’dan zulümata götüren, çok sapmalar üredi
Kur’an yerine okundu, bidatla dolu “Risaleler”
Nur yerine, hurafe zindanına çağrıldı kitleler
Allah, “aklını kullanmayanın üstüne, pislik yağdırır”
Aklı ve Kur’an’ı terk edenlere, şeytanları sardırır
Aklı ve ilmi terk edip de peşine düşünce keşf ile ilhamın
Bidat ve hurafesi yağdı üstlerine, uydurma birçok ilahın
Bunlardan Gülen hizbi, dış güçlerin kontrolüne girdi
Emperyalist teşvikle, kendi toplumuna “darbe” indirdi
Evet, önce, Kur’an’ı terk edip hurafe ürettiler
Sonra, dünyevi güç ve rant için, halka ihanet ettiler
Şirkle hükmedenler de, iktidar hırsıyla yollarını açtılar
“Ne istedilerse vererek”, mazlumun kanına bulaştılar
Darbeci, Allah’a şirk koştuğu kırk yılda, baş tacı edildi
Devlete şirk koştuğunda, düşman sayılıp reddedildi
İşte bu bâtıl sistem, her partisiyle de halklara zulmetti
Çünkü hepsi de, Hakk’ı düşman yerine koyup, şirkle hükmetti
Hayat, Kitap’tan uzak tutulup, terk edildi hevaya
Şirkle hükmedince, mazlumun âhı yükseldi semaya
Haydi, fazla gecikmeden dönelim, Rabbin Kitabı’na
Adaletle hükmedip, son verelim mazlumun âhına
Kitab’a imanın şartı; öğüt alıp yaşamaktır
Bilgisiyle ahlâklanıp, topluma da taşımaktır
Yalnız bilgilenmek yetmez, onu yaşamak gerektir
Bilgisi olup da yaşamayan, kitap yüklü eşektir
Amelsiz bilgi sahipleri, sadece bilgi satar
Bilinçsizce kitap yüklenmiş, sanki bir bilgisayar
Asla yaşamaz, salih amel ile beslenmeyen iman
Müslim olamaz, Kur’an ahlâkını kuşanmayan insan
Hayat kitabı Kur’an, hayata tertilen indirildi
İnzal sürecinde, ilk neslin hayatı inşa edildi
Yirmi üç yıl sürdü ve ilk hayatı ilmek ilmek dokudu
İlk nesil, anlamak, öğüt almak, yaşamak için okudu
Oysa Rabbimiz, bir anda indirir, “ol” der, oldururdu
“Oku, itaat et” der, her eve bir kitap koydururdu
Bir hikmetle, vahiy, Rasul’de ete kemiğe büründü
O, Müslime güzel örnek, ilk şâhid olarak göründü
Doğru anlamak için vahyi, ilk hayatın içinden okumalı
Bugün de hayatla bağ kurup, hayatı onunla dokumalı
Ümmetin izzet ve kurtuluşu için, tekrar Kur’an’a hicret gerek
Hemen seferber olup, onu vahiyle inşa için çok gayret gerek
Bu sorumluluk yerine getirilmeden, Rabbin yardımı hak edilmez
Ümmet sathında da, Filistin’de de tam bir kurtuluşa erilmez
Ölüm var hesap var ve dünya hayatı çok kısa, geç kalmamak gerek
Hesap günü pişman olmamak için, hemen güçlü bir hamle yapmak gerek
Haydi! Hep birlikte, hakkıyla okuyarak, öğüt alalım da Kur’an’dan
Hayatı ibadet kılan Müslimler olup, ümmetçe kurtulalım hüsrandan