Bu bölümden itibaren ağırlıkla Suriye ve Mısır olmak üzere, bölgedeki halk ayaklanmalarını, yaygın isimlendirmeyle “Arap Baharı” denilen süreci ve gelinen noktayı değerlendirmeye çalışacağız. Ancak bölgede İsrail terör devletine ve dolayısıyla işgal altındaki Filistin’e sınır komşusu oldukları için emperyalistlerce de özel önem verilen Mısır ve Suriye’deki Müslüman halka yaşatılan zulüm ve katliamlar bu iki ülke üzerinde daha öncelikle ve daha özel durulmasını gerektiriyor. Mısır ve Suriye’nin Bölgedeki Stratejik Konumu ve Önemi Mısır ve Suriye’nin coğrafi önemi ve İslam dünyası açısından konumları bu iki ülkede, yerli halkın despotlara karşı samimi özgün mücadelesine ilaveten küresel tarafları olan bir çatışmanın da bir ...
Devamı »ÜLKEDE VE BÖLGEDE DEĞİŞİM SÜRECİ VE MÜSLÜMANLAR -IV
Bölgedeki Müslümanlar, Demokrasi Kavramını Kullanmadan, Kendilerini ve Hedeflerini Sadece İslami Ölçülerle Tanımlayamıyorlar Ülkemizde ve bölgemizde yaşanan değişim ve dönüşüm sürecinde, kendini İslam’a nispet edenlerin ve Müslümanların söylemlerinde; kimisi laiklik boyutuyla da içselleştirerek (AKP hükümetinde olduğu gibi), kimileri AKP modelini esas aldıklarını söyleseler de laikliği kabul etmeyip demokrasiyi olduğundan farklı tanımlayıp, seçimle hükümetlerin belirlenmesine indirgeyerek (Mısır İhvan hareketinde olduğu gibi), kimisi de ikisi arasında bir yol tutarak (Tunus NAHDA hareketinde olduğu gibi), genelde “demokrasi” vurgusu öne çıkmaktadır. Yani bölgedeki Müslümanlar siyasi mücadelelerini demokrasiye vurgu yapmadan özgün biçimde tanımlamaktan çekiniyorlar. Çok yakın zamanda TC Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, demokrasi ve bölgeye dair şu ...
Devamı »ÜLKEDE VE BÖLGEDE DEĞİŞİM SÜRECİ VE MÜSLÜMANLAR -III
İki hafta önce yayınlamaya başladığımız yazı dizisinin “Ülkede ve Bölgede Değişim Süreci ve Müslümanlar” ana başlığı altındaki üçüncü alt bölümünü bugün ilginize sunuyoruz. Bu bölümde Mehmet Pamak, güncelliğine binaen “Demokratikleşme Paketi” bağlamında değerlendirmelerde bulunup Müslümanların tutumunu ele alıyor. Rabbimiz hayırlara vesile kılsın. (İslam ve Hayat) Ülkede ve Bölgede Değişim Süreci ve Müslümanlar (3) Sistem İçi Demokratikleşme ile Sağlanan Görece Özgürlüklere Kavuşmak Sisteme Eklemlenmeye Yol Açmamalı Gerek ülkede Batı seküler çizgisinde kalarak sistem içi değişimin gerçekleştirilmesi, hatta İslam’ı da bu çizgiye uyumlu bâtıl yorumlara zorlayarak oluşturulmaya çalışılan yeni statükonun kalıcılaşması, gerekse bölgeye sunulan modelin etkili olabilmesi için, sistem içi demokratikleşme adımlarıyla kitlelerin rahatlatılması gerekiyor.Bölgeye de ...
Devamı »BÖLGEMİZDE DEĞİŞİM SÜRECİ VE MÜSLÜMANLARIN GELECEK TASAVVURU -II
Katkıların önemi ve dua İlk bölüme değerli yorumlarıyla katkıda bulunan kardeşlerimize dua ediyor, katkılarının devamını bekliyorum. Dizinin fazla uzamaması ve konuların bölünmemesi amacıyla sayfa sayısı fazla olduğu için hakkınızı helal edin, gerekirse çıktı alarak sabırla okuyacağınızı umuyorum. Allah hepinizden razı olsun değerli kardeşlerim. Allah nasip ederse, zikrettiğimiz üzere iki ayrı ana başlık altında yayınlanacak olan bu yazı dizisinin biraz daha gelişmişini, inşallah iki ayrı kitap olarak yayınlamayı planlamaktayım. Bu sebeple bu yazılar yayınlandıkça yapacağınız değerli katkılar, yanlış anlaşılmaya müsait olup da biraz daha açılmasını isteyeceğiniz veya tashihini önereceğiniz noktalar, ya da eksik görüp de işlenen konular çerçevesinde ele alınmasının faydalı ...
Devamı »BÖLGEMİZDE DEĞİŞİM SÜRECİ VE MÜSLÜMANLARIN GELECEK TASAVVURU -I
I – Ülkede ve Bölgede Değişim Süreci ve Müslümanlar Bu bölümde; Türkiye, Mısır ve Suriye özelinde bölgedeki ayaklanmalar, gelişmeler, değişim sürecinde yaşananlar; doğruları, yanlışları, ders çıkarılması gereken yanlarıyla değerlendirildi. Can yakıcı, içimizi acıtan acılı yanları ve ibret almamız gereken içeriğiyle bu değişim sürecinde farklı İslami grupların takındıkları tutumlar üzerinde de duruldu ve tüm bölge Müslümanlarına yönelik çağrılarda, özeleştiri ve önerilerde bulunuldu. Bir yandan haklı halk ayaklanmalarını destekleyip yanlarında yer alma sorumluluğumuz gündeme getirildi. Diğer yandan da, bu değişim sürecinde bölgede yerli Müslüman halka nazaran daha örgütlü, daha hazırlıklı egemen yerli güç olan; ordu, polis, istihbarat ve yargı bürokrasisi ile küresel ...
Devamı »Demokrasi, Seküler Aklın Acıkınca Yediği Putudur
Mısır’da Amerika’nın güdümündeki asker ve yargı bürokrasisinin yaptıkları bir darbeyle, halkın önemli bir kısmının desteğiyle iktidar olan İhvan temsilcisi hükümet ve Cumhurbaşkanı görevden uzaklaştırılıp tutuklandılar. Müslüman Kardeşler öncü kadrosundan yüzlerce kişinin tutuklandığı, asker kurşunuyla onlarca kişinin öldürüldüğü haberleri geliyor. İşte böylece bölgemizde yeni bir demokrasi zulmü daha yaşanıyor, masum ve adil Müslümanlar demokrasi putperestlerinin saldırısına uğruyorlar. Bilindiği üzere demokrasi, seküler aklın ürettiği, vahye baş kaldıran bir hayat tarzıdır. Mekke Müşriklerinin helvadan yaptıkları putları acıkınca yedikleri gibi, halk iradesinin egemenliği ve seçimle yöneticilerin belirlenmesi efsanesi de seküler zihniyetin çıkarları gerektirdiğinde, yani acıkınca kolayca yediği putudur. Demokrasilerde halk iradesinin belirleyici olduğu iddiasının ...
Devamı »KUR´AN AYI RAMAZAN´A GİRERKEN
Rabb’imiz, yaratılış gayemizin(1) “sadece kendisine ibadet (kulluk)” olduğunu açıkça ifade etmesine rağmen Allah’a kulluk ve ibadetin belirleyici olmaktan çıkarılıp, ikinci plana atıldığı, iman-amel bütünlüğünün parçalandığı, dünyevileşmenin anaforunda oradan oraya sürüklenen, anlamını ve istikametini yitirmiş bir hayatın insanlığı (Müslümanım diyenlerin çoğu da dahil olmak üzere) kuşattığı, öğüttüğü ve sonuçta kimilerini “esfele sâfîline”(2) ve kimilerini de zillete düşürdüğü bir süreci yaşamaktayız. Çünkü insanların, Allah’ın verdiği akıl nimetini ve diğer yeteneklerini kutlanarak, O’nun kevni ve vahyi ayetlerini idrak etmek üzere harekete geçmemeleri, kalpleri olduğu halde anlamak, gözleri olduğu halde görmek ve kulakları olduğu halde işitmek gayretini göstermemeleri ve adeta kendilerini Allah’ın ayetlerine kapatmaları, ...
Devamı »Kur’an’a davetin yaygınlaştırılması gereken bir süreçteyiz
Kur’an’a topluca sarılan ve Resulün şahidliğini/örnekliğini, mücadele sünnetini esas alan ilk Kur’an neslinin öncülüğünde İslam ümmeti inşa edildi. Mekke’nin zorlu şartlarında Kur’anın rehberliğinde, resulün şahidliğinde, akıdevi ilkelerinden ve İslami kimliğinden taviz vermeden yetişen bu örnek nesil İslami toplumu, Medine’yi, İslami medeniyeti inşa etti ve İslami adalet modelini oluşturdu. Böylece Kur’an’ı hakkıyla okuyarak özünde var olan cahiliye değer ve ölçülerini söküp atıp yerine tevhidi ve vahye uygun olanı yerleştirerek özündekini değiştiren insanlar İslam toplumu hüviyeti kazandılar. İşte Kur’an’a topluca sarılarak kardeşleşen bu ilk Kur’an toplumu nüvesi hem Mekke’de, hem Medine’de izzete kavuştu. Çünkü izzetin tamamı Allah’ın yanındaydı. İhlas ve samimiyetle Allah’a ...
Devamı »Hicret, İmani ve İbâdi Bir Sorumluluktur
Mehmet Pamak´ın Almanya´daki Hicret Gecesinde yaptığı konuşmanın esas metnidir.
Devamı »Hicret, İmani ve İbâdi Bir Sorumluluktur
Mehmet Pamak´ın Almanya´daki Hicret Gecesinde Yaptığı Konuşmadır.
Devamı »İslam’a ve Peygamberimize Hakaretler, Küresel Emperyalist Projelerin Parçası…
İnsanlığı karanlıklardan aydınlığa çıkaracak, kurtaracı mesajı getiren İslam’ın son Peygamberi Hz. Muhammed’e (as) ve İslami değerlerimize yönelik olarak, liberal kapitalist emperyalizmin küresel fesadından, zulüm projelerinden, emperyalist planlarından ayrıştırılamayacak olan hakaret ve aşağılama saldırıları gerçekleştirilmektedir. Bu zulme karşı İslam coğrafyasında gösterilen haklı tepkiler ise, “şiddet ve terör” olarak damgalanıp mahkum edilmeye, dünya kamuoyu medyatik karalamalarla İslam aleyhine şartlandırılmaya çalışılmaktadır. Kimi Müslüman yazarlar ve kendilerini “İslamcı” olarak tanımlayan kimi aydınlar bile, Müslüman halkların tepkilerini küçümseyip, “oyuna gelmek” olarak niteleyen ağır eleştiriler yapmaktadırlar. Hele seküler batı değerlerini hayat düsturu edinmiş ülkemizdeki gayri İslami çevreler ise, Ahmet Altan örneğinde görüldüğü üzere, içinden çıktıkları ...
Devamı »Çocuk Zihinlere Yönelik İdeolojik İşgal Devam Ediyor
Resmi ideoloji kıskacında “öğütüm” mekanizması, yeni dönem için yine işlemeye başladı. Laik demokratik cahiliye kültürü ve seküler paradigmanın ürettiği şirk dini, tevhid dinine karşı savaşmaya ve zihinleri işgal edip, ruhları kirletmeye, fıtratları bozup insanı kendine ve Rabbine yabancılaştırma işlevi görmeye devam ediyor. Görece de olsa adalet ve özgürlük vaat ederek iktidar olanlar, yaklaşık on yıldır bu zulmü kaldırmaya yönelik ciddiye alınacak adımlar atmadılar. 28 Şubatla zirveye çıkan ideolojik zulüm, son on yılda da mağdurlarının eliyle hükmünü sürdürdü. Ta ki, Ortadoğu’ya laiklik ihraç etmeye teşebbüs ettiklerinde, bu büyük zulmü kamufle etmek ve Müslümanların muhtemel büyük tepkilerini azaltarak iknada etkili olmak için ...
Devamı »Suriye’deki Katliamın Sürmesinin Nedenleri
Mazlum Müslüman Suriye halkına yönelik, kafir zalim Baas katliamı giderek soykırım boyutlarına tırmandırılmaktadır. Artık, günde yüze yakın kişinin katledildiği haberleri, yerini topyekun bombalama ve katliamlarla kimi yerleşim merkezlerinin haritadan silinmesi haberlerine bırakmaktadır. Bir yılı aşkın zamandan beri sürdürülen bu büyük vahşete karşı itiraz ve tepkilerimizi ilk günden beri adaletle ortaya koymaya, mazlum Suriye halkına olan destek ve dualarımızı sürdürmeye çalıştık.
Devamı »Ortadoğuda, Suriyede yaşananlar ve Sorumluluklarımız
İlk Kur’an Nesli Örnekliğinde Neden Galip Gelindi ve Neden İzzete Kavuşuldu? Kur’an’a topluca sarılan ve Resulün örnekliğini, mücadele sünnetini esas alan ilk Kur’an neslinin öncülüğünde İslam ümmeti inşa edildi. Mekke’nin zorlu şartlarında Kur’anın rehberliğinde, resulün şahidliğinde, akıdevi ilkelerinden ve İslami kimliğinden taviz vermeden yetişen bu örnek nesil İslami toplumu, Medine’yi, İslami medeniyeti ve İslami adalet modelini oluşturdu. Böylece özündeki cahilye değer ve ölçülerini söküp atarak tevhidi olanı yerleştirerek özündekini değiştiren İslam toplumu hem Mekke’de, hem Medine’de izzete kavuştu. Çünkü izzetin tamamı Allah’ın yanındaydı. Hizbullah olmayı başaranlara, izzet ve onur, Allah’ın takdiriyle otomatikman geliyordu. İşte bu vahyi bilgi ve bilinçle hareket ...
Devamı »Hayat; İman, İbadet, Cihad ve Şehadettir – II
Ümraniye ‘Haldun Alagaş Spor Kompleksi'nde 18 Şubat 2012 tarihinde gerçekleştirilen, Birr Nesil-Der, Davet-Der, Gençlik-Der, Hay-Der, İnsan-Der ve Kalem-Der'in ortaklaşa organize ettiği “Şehadet ve Şahidlik Gecesi”nde özetini sunma imkanı bulduğum konuşmamın tam metninin ikinci bölümünü, okumak isteyen kardeşlerimizle paylaşmak istiyorum.
Devamı »Hayat; İman, İbadet, Cihad ve Şehadettir – I
Ümraniye Haldun Alagaş Spor Kompleksi'nde 18 Şubat 2012 tarihinde gerçekleştirilen, Birr Nesil-Der, Davet-Der, Gençlik-Der, Hay-Der, İnsan-Der ve Kalem-Der'in ortaklaşa organize ettiği “Şehadet ve Şahidlik Gecesi”nde özetini sunma imkanı bulduğum konuşmamın tam metnini, okumak isteyen kardeşlerimizle iki bölüm halinde paylaşmak istiyorum.
Devamı »Hrant’ı Dink’i katleden, insani ve İslami olanın düşmanı ulusalcı laik zihniyettir
Hrant’ı katleden zihniyet; -İnsanlığın, insanlık onurunun, insani erdemlerin ve Allah’ın düşmanı olan, ahseni takvim fıtratını bozup esfelesafiline düşen, Kur’an’ın hayvanlardan aşağı olarak nitelediği sapkın zihniyettir… -Yüz yılı aşkın bir süreden beri insani ve İslami olana savaş açmış seküler ulusalcı İT (İttihat Terakki) zihniyetidir… -Silahlı ve örgütlü bir güç olarak, bu ülkede yaklaşık yüz yıldır, İslami kimlikle, İslam şeriatıyla, ümmet bilinciyle, Kürt kimliğiyle savaşan, 1915’te tehcir zulmüyle Ermeni katliamı yapmış olan İT’in devamı bir zihniyettir… -Emperyalistlerin işbirlikçiliğini ve emperyalist kültür adına halkının dinine, değerlerine, insani ve İslami olana düşman olmayı ulusalcılık olarak tanımlayan İttihatçı zihniyettir… -Ülkenin çoğunluğunu teşkil eden Müslüman halklarının ...
Devamı »Sistem içi gündemlere endeksli aşırı siyasallaşma, savrulmalara yol açmaktadır
Günübirlik siyasal gündemlere yoğunlaşıp, yakın vadeli siyasal tercih ve taktik hesaplarla oyalanınca, uzun vadeli stratejik yürüyüşümüz zaafa uğramaktadır. Çünkü bu tür siyasal tercih ve hesapların merkezinde, daha çok seküler sistem içi geçici hedefler gözetilmekte, kalıcı olması gereken İslami birikimin, şahsiyetleri ve toplumu topyekûn inşa boyutu ihmal edilmektedir.
Devamı »Zalimliği Tartışılmaz Olan Sistemin Kuruluş Yıldönümünü, Bayram Olarak Kutlama Çelişkisi
“Halkına zulmeden sistemin kuruluş yıldönümünü, değişim sürecinde bile bayram olarak kutlamaya devam etmek, hem ibretlik bir çelişki, hem de halka saygısızlık değil midir?” Mehmet Pamak, yaptığı açıklamada şunları söyledi: “Bugün yine 29 Ekim, her yıl olduğu gibi bayram olarak kutlanıyor. Neden bayram yapılıyor? Çünkü, cumhura (halkına) dünyanın hiçbir yerinde yaşanmayan zulümleri yaptığı halde adına “Cumhuriyet” denilmiş egemen rejimin 88 yıl önce kurulmasının yıldönümü olduğu için. Halkının çok büyük ekseriyetinin İslami ve etnik kimliğine, tesettürüne, örfüne, kültürüne ve değerlerine savaş açmış, “kurtuluş savaşı” olduğu iddia edilen ama “kurtarmayan savaş”ta kovulduğu söylenen emperyalist devletlerin seküler sapkın kültürünü, Türk ulusalcısı Kemalizm ...
Devamı »Çocuk Zihinlere Yönelik İdeolojik İşgal Devam Ediyor…
Resmi ideoloji kıskacında “öğütüm” mekanizması, yeni dönem için yine işlemeye başladı. Laik demokratik cahiliye kültürü ve seküler paradigmanın ürettiği şirk dini, tevhid dinine karşı savaşmaya ve zihinleri işgal edip, ruhları kirletmeye, fıtratları bozup insanı kendine ve Rabbine yabancılaştırma işlevi görmeye devam ediyor.
Devamı »